İmza inkarında ispat külfeti kime aittir?
ÖZET: Davacı, imzası inkar edilen tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalı kiracıya ait olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. İmzanın kiracıya ait olduğunu kanıtlama yükü davacı kiraya verene aittir. Davalıya ait imza örneklerinin bulunduğu yerleri davalının verilen kesin sürede bildirmediği gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Mahkemece, ya istenilen imza örneklerinin bulunduğu yerlerin ispat külfeti kendisine düşen davacıda bildirilmesi istenmeli ya da bu husus da re’sen araştırma yapıp davalının imza örneklerinin temini ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/16860 E. , 2013/11230 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 01.12.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, davalı hakkında 01.12.2004 tanzim ve 01.12.2008 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanılarak başlatılan icra takibine davalının imza inkarında bulunduğunu belirterek itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalıya ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının imza itirazında bulunması üzerine Adli Tıp Kurumu’nun imza incelemesine esas teşkil edecek davalıya ait imza örneklerinin hangi kurumlarda bulunduğu hususunda verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde davalı tarafça cevap verilmediği, dolayısı ile davalının bu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle itirazın iptali ve tahliye isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, 01.12.2004 tanzim tarihli tahliye taahhüdüne dayanmış ve davalı kiracı tarafından imza itirazında bulunulmuş, mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış ve davalı tarafça bildirilen kurumlardan bir kısım imza örnekleri getirtilmiş, ancak imza incelemesi yapan Adli Tıp Kurumu tarafından gönderilen imza örneklerinin yeni tarihli olduğu ancak tahliye taahhüdünün tanzim tarihi olan 2004 yılına yakın tarihteki imza örneklerinin bildirilmesi istenmiştir. Davacı, imzası inkar edilen tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalı kiracıya ait olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Davanın niteliği itibariyle imzanın kiracıya ait olduğunu kanıtlama yükü davacı kiraya verene aittir. Bu durumda, Adli Tıp Kurumunun 07.12.2011 tarihli yazısında istenilen tahliye taahhüdünün tanzim tarihi olan 2004 yılına yakın tarihli davalıya ait imza örneklerinin bulunduğu yerleri davalının verilen kesin sürede bildirmediği gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir. Mahkemece, ya istenilen imza örneklerinin bulunduğu yerlerin ispat külfeti kendisine düşen davacı taraftan bildirilmesi istenmeli ya da bu husus da re’sen araştırma yapıp davalının imza örneklerinin muhtemel bulunma yerleri tespit edilerek temini ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile imza itirazına uğrayan tahliye taahhüdündeki imza incelemesi yapılmadan davanın sonuçlandırılması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Not: Yargıtay sitesinden alınmıştır.
Bir yanıt bırakın